Pratik ve güzel konuşmak için nasıl yöntemler uygunlanmalıdır?
- 27 Aralık 2010
1- Heyecanı yenme
2- Rahatlık
3- Diksiyon ve telaffuz
4- Tonlama
5- Üslup
6- Renk
7- Beden dili
8- İkna yeteneği
9- Final
1- HEYECANI YENME
İlkler hep heyecanla başlar. İlk anlarda duyulan heyecan bizi hayal kırıklığına uğratmamalıdır. Çünkü pek çok ünlü hatip ilk konuşmasında tam başarı sağlayamamıştır. Hattâ kürsüyü terk edenler bile çıkmıştır. Önemli olan; ilk denemedeki başarısızlığımızı, sonraki safhalara taşımamak ve bizi umutsuzluğa itmesine izin vermemektir. Eğer şu hususlara dikkat edersek, duyduğumuz korku ve heyecanları tamamen aşmamız işten bile değildir;
a) Heyecan ve korku sadece fiziksel değil, aksine çoğunlukla psikolojik bir problemdir ve giderilmesi mümkündür.
b) Sizi dinleyen insanların ihtiyaçlarını gidermek ve onları memnun etmek zor bir iş değildir.
c) Dinleyiciler sizi eleştirmek için değil, hem zevk almak hem de öğrenmek için dinlemeye gelirler.
d) Her konuşma, bir sonraki konuşma için öğretici nitelik taşır. Hatalarımızı başkasının görmesinden korkmak yerine, kendimiz görmeye çalışmalıyız. Bu şekilde bir sonraki konuşmamızda daha başarılı oluruz.
e) Umutsuzluk ve şüphe başarıyı engeller. Kendimizi başarılı olduğumuz yönünde telkin etmeli, hattâ zaman zaman başarılarımızı kutlamalıyız
2- RAHATLIK
Rahat söz söyleyebilmek, konuşmanın en önemli özelliklerinden biridir. Bir insan başkalarını etkileyebilecek bir çok özelliklere sâhip olabilir fakat konuşurken kendini rahat ve serbest hissetmiyorsa, bu özelliklerin hiçbiri konuşmacıyı başarıya götürmez. Rahat konuşmak istiyorsak kendimizi şu hususta şartlandırmalıyız: Önemli olan sadece öğretmek değil, aynı zamanda ilgi çekmektir. Bu yüzden devamlı ciddî olmak zoruna değiliz.
Konuşma yapabilmek için öncelikle metin hâkimiyetimizin olması gerekmektedir. Kâğıttan okumak hitâbet değildir. Ayrıca kelime hazinemizin geniş olması ve dilimizin hızlı konuşmaya yatkın olması da önemlidir. Eğer bir ipucu isterseniz şunu deneyin; konuşurken kelimeler ağzımızdan ne kadar hafif ve yumuşak çıkarsa, o kadar serî konuşabilme imkânı yakalarsınız. Ve karmaşık cümleler kurmak yerine sâde cümleleri tercih etmeliyiz.
Cümle aralarında, düşünme göstergesi olan bir takım sesler çıkarmak yanlış bir davranış olabilir. Bunun yerine, susup bu süreyi dinleyicilerle göz kontağı kurarak geçirmek daha doğru olur. Ayrıca, konuyu uzatmak için veya dinleyicinin ilgisini çekmek için konuşmamızı boş cümleler yığını hâline getirmemeliyiz.
3- SES TERBİYESİ VE TELAFFUZ
Ses tonu Allah vergisidir ve ses tonu tek başına bizi iyi bir konuşmacı yapmaz. Kısık, boğuk veya halkın çirkin olarak kabul ettiği ses tonuna sâhip olmak, iyi bir konuşmacı olmamıza asla engel değildir. Elbette güzel bir ses tonu bizim için avantajdır fakat bu ton terbiye edilmemiş ise pek bir işimize yaramaz. Gene de kullandığımız kelimelerin telaffuzuna maksimum önem göstermeliyiz. Zîra iyi telaffuz edilen sözcükler hem dinleyicinin yanlış anlamasına sebep olmaz hem de bizi kitlenin kültürlü tanımasını sağlar. Böylece pozitif önyargı ile dinleniriz.
Kelimeleri doğru anlamlarıyla,anlaşılır ve açık kullanmanın yanı sıra aynı zamanda yüksek sesle de konuşmalıyız.
Eğer etkili konuşmak istiyorsak insanları, özellikle de aktris ve aktörleri dâimâ dinlemeli, telaffuz, hız, vurgu gibi ses özelliklerini nasıl kullandıklarına dikkat etmeliyiz. Bu, bizim yapacağımız konuşmalara olumlu etkiler katacaktır.
4- VURGU VE TONLAMA
Güzel ve etkili konuşmada dikkat edilecek en önemli husus vurgu ve tonlamadır. Eğer gerçekten öğretmek istiyorsak dikkat edilmesi gerektiğini düşündüğümüz noktalara (tekrar) rutinin dışında bir ses tonu ekleyerek tekrar etmemiz, bizi amacımıza ulaştırır. Sadece öğretmek amaçlı değildir vurgu ve tonlama. Dinleyiciyi etkilemenin en etkili yoludur da aynı zamanda. Konuşmayı amaca ulaştıran faktör sadece metnin içeriği değildir. Kimi zaman güzel vurgu ve tonlama metindeki aksaklıkları örter ve bizi zor duruma düşmekten kurtarır.
5- ÜSLUP
Her insanın yetenekleri farklı yöndedir. Buna göre her insanın aynı tarzı benimseyememesi veya benimsemek istememesi doğaldır. Amaç da üslubu etkileyen diğer bir faktördür. Ciddî bir tavır sergilemek, mizahı sıkça kullanmak veya bol örnekleme yoluna gitmek hitap ettiğimiz kitlelere göre tercih edilebilir. Anlatmaya çalıştığımız konunun içeriğine göre de tarz belirleyebiliriz. İlk konuşmalarımızda kendimize, üslubunu çok beğendiğimiz birini örnek almamız avantajımızadır. Fakat daha ilerideki dönemlerimizde kendi tarz ve üslûbumuzu belirlemeli ve bunu amaç ve yeteneklerimize göre geliştirmeliyiz.
Farklı bir takım üsluplar aynı konuşmada kullanılabilir.
Kullanabileceğimiz fazlaca tarz ve yöntem vardır. Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz;
a- Hızlı konuşmak: Hızlı konuşan bir konuşmacı insanları etkileyebilir. Çünkü kelime aramak ihtiyacı hissetmeksizin, bol içerikli cümleler kurmaya alışmıştır ve bu insanların hoşuna gidebilir. Ama her zaman değil.
b- Övünmek: Sık kullanılan bu tarz etkilidir de. Çünkü insanlar mârifetli insanlara güven duymaktadır. Fakat fazla yüksekten atmak konuşmaya zarar verebilir. Ayrıca “benim, ben” gibi ifâdeler yerine, “bizim, biz” gibi çoğul ifâdeler tercih edilmelidir.
c- Monotonluk: Bu tarz cansız ve pasif insanların kullandığı bir tarzdır ve bu yüzden insanlara güven sağlayamaz. Dolayısıyla da konuşma başarısız olur.
d- Ağır üslup: Çok bilmiş havası veren bu üslup genelde tecrübeli ve ihtiyar kimselerce tercih edildiğinden her kesime hitap etmez. Eğlendirici unsur içermeyen bu tarz bir süre sonra sıkıcı olabilir.
e- Delil sunmak: Genelde bürokraside kullanılan bu tarz etkileyicidir. İnsanları inandırmak noktasında maksimum başarı sağlayan konuşmacı güçlü görünür ve dinleyicilere güven verir. Fakat bu tarzı sıradan, önemsiz ve ispat gerektirmeyen konularda kullanmak tehlikelidir.
f- Duygusal üslup: Halk duygusal konuşmalara önem verir. Çünkü bu onları etkiler. Her konuşma içerisine duygusal anlar eklemek bize insanların sempatisini kazandırır. Birçok kimse bu üslupla insanların sevgi ve güvenini kazanmış, yer ve makam sâhibi olmuşlardır.
g- Sohbet etmek: En etkili üsluptur. İnsanlar, kendilerine de zaman ayırılmasından hoşlanırlar. Bu tarz insanları karşısına alır ve sanki her şahısla ayrı ayrı konuşuyormuş havası verir. Ve konuşmayı daha dikkatli dinlemelerini sağlar.